26 Ağustos 2011 Cuma

Kadir gecesi ve bütün özel günler…

Küçük yaşlardan beri ben hep sorguladım, nasılları öğrendim, ama nedenleri de merak ettim hep. Bayramlar neşeliydi, yılbaşları soğuk. Hıdrellez’lerde çok heyecanlanırdım nedense, ama en çok doğum günlerimi severdim.
Sonra çok daha çok şey bildiğimde, 21 Mart’ın yeri ayrı olmakla birlikte, dönenceler ve gündönümleri hepsinin önüne geçti. Hayatın genel akışının değiştiği zamanlarda, ben de kendi hayatımı değiştirmeye çalıştım.
Hocalık zamanında, öğrencilerin en çok sorduğu şeyler böyle özel günlerde ne yapılması gerektiğiydi. Bir de meşhur tarihler var yeni çağcılar için. Birbirini tekrarlayan sayılardan oluşan tarihler başta olmak üzere, çeşitli günlerde özel ritüellerin yapılması öneriliyor.
Benim rasyonel aklım güneş takviminden yana olduğu için, ay takvimiyle ilgili özel günler çok önemli değil bence. Elbette dolunay ve yeni ay önemli, mesela  bu ayın 29’undaki yeni ay bence çok önemli. Ama güneş takvimi yılı içinde, ay takvimine uyduğu için sürekli değişen tarihler benim çok aklıma yatmıyor. Sanki zamanda başıboş olmasa da geziniyorlar gibi, ya da her sene bekledikleri tarihten önce gelen misafirler gibiler. Bu arada güneş takvimini ay takvimiyle birleştiren özel günler de var Wesak gibi, onlar için bile bence aynı şey geçerli.
Kadir gecesinin hangi gece olduğu konusunda bir mutabakat yok. Farklı ülke ve topluluklarda farklı tarihlerde kutlanabiliyor. Yani bırakalım yıl içinde gezinmesini, hangi gece olduğu bile çok belli değil.
Küçükken Ramazan’larda sadece Kadir günü oruç tutardım, ailemde kimse oruç tutmamasına rağmen, o gün benim için büyük bir sofra kurulurdu. Akşam uzay orduları başkomutanı olmayı içeren bencil dualarımı ederdim. Sonra olmadığını görünce, vaz geçtim:)

Şimdi farklı düşünüyorum.

Bu tarihler, ve saatler, yani bir grup insanın önem atfettiği, değerli bulduğu, belli bir amaç için birlikte, ya da aynı anlarda, benzer kurallara uyarak, meditasyon, zikir, ya da çalışma yapıp, dua ettiği zaman dilimleri bence önemli. Burada tamamen bireysel bir tercih söz konusu. Herkes kendi neşesinin bileceği tarihleri kendi seçebilir. Ama o zaman diliminde, ortak irade ve ortak niyetle yapılan konsantrasyonların, bireysel ve yalnız başına yapılan çalışmalardan daha güçlü olduğunu düşünüyorum.
Bu yüzden, mesela bu gece benim yapacağım gibi, siz de kendi önemli bulduğunuz toplu çalışma günlerinde, amaca uygun ritüelleri yerine getirip, sonra kendiniz, aileniz, ülkeniz, dünya, insanlar ve insanlık için iyi dileklerde bulunabilirsiniz. Günün ya da gecenin mana ve ehemmiyetine uygun olarak, en sonunda, muhakkak diğerlerinin dualarının gerçekleşmesi için de niyetinizi kainata, büyük ortak iradeye beyan etmeniz çok önemli. Benim küçük bir hilem var bu konuda, diyorum ki, “benim dualarımı engellemeyecek bütün duaların gerçekleşmesini diliyorum.”J
Neşeniz, bilir. Sevgi ve bilgi, paylaşılarak çoğalır. Maksat Bir, rivayet muhtelif.  Sevgi ve ışık…
Bu yazıyı linkini vererek her yerde ve herkesle paylaşabilirsiniz…

25 Ağustos 2011 Perşembe

Bunu gerçekten tahmin etmiyordum:)))

İlk 24 saatte 140 kez okundu sayfam:) İnsana garip bir hırs geliyor:) Daha çok, daha çok filan diye.

Sanırım bundan sonra Yola Işık Düşünce'ler hep bu blogda yayınlanacak. Ayrıca yorumlar yerine korkutkeskiner@gmail.com adresine sorular gönderirseniz onları da, soranın adını kendime saklayarak yanıtlamaya çalışacağım.

İlginize teşekkür ederim...

Neşeniz, bilir.
Sevgi ve bilgi, paylaşılarak çoğalır.
Maksat Bir, rivayet muhtelif...
Sevgi ve ışık...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Zaman geçicidir:)

Kimbilir kaç kez yeniden doğurdum kendimi… Ama hep ben öldürdüm eski benleri. Mazlum da olmadım, zalim de. Akrebim ya, Phoenix gibi kendi küllerimden yeniden doğabileceğimi bilmenin konforuyla, çok kolay gemi yaktım yeni sahillerde.

Bazen tetikleyici deneyimler oldu bunu başlatan, bazen neden yaptığımı bile bilmeden uçurumdan atladım. Uçurumdan atlamadan uçabildiğini bilemez insan. Ben hep uçabildim. Farklı kanatlarla, farklı yüksekliklerde, ama hep daha geniş ufuklara doğru.

Son 10 yıldır öğrencilerimi yetiştirdim. Aralarında hoca olanlar da oldu. Sonra birden bir şeyler oldu, ve ben öğrencilerimle yaptığım, alışık olduğum, bana hayatta bir anlamım olduğunu hissettiren alışverişi kestim. Yine mecbur değildim, ama zaten bir süredir beni çok beslemiyordu bu etkileşim. Ani ve beklenmeyen bir duruş oldu bu. Birden durmak zor, fiziğin kuralları gereği, siz dursanız da, içinizin, organlardan atomlara kadar parçalarınızın hareketsizleşmesi vakit alıyor biraz.

Ama zaman geçicidir… Öyle deseler de, sadece şimdi ve şu an yok. Sonsuz sayıda şimdi iç içe olarak hep aynı anın içindeler. Biz zamanın köleleri değil, efendileri olduğumuzu anlayana kadar, dünün, yarının ve aslında şimdinin kurbanı sanıyoruz kendimizi.

“Şimdi” buradayım. Bakalım neler olacakJ?

Neşeniz, bilir.

Sevgi ve bilgi, paylaşılarak çoğalır.

Maksat Bir, rivayet muhtelif.

Sevgi ve ışık…